Netenyahu’nun stratejik felaketi: İran-İsrail Savaşı’nda rüzgar tersten eser mi?

“`html

İsrail’in İran Üzerine Düzenlediği Saldırı: Dünya Engellenemez Bir Kaosa mı Gidiyor?

13 Haziran 2025 tarihinde hiç beklenmedik bir olay patlak verdi: İsrail, İran’a yönelik büyük bir saldırı gerçekleştirerek dünyanın dikkatini üzerine çekti. Uyarılara aldırış etmeksizin, askeri üsler ve nükleer tesisler dahil olmak üzere 100’den fazla hedefe bomba yağdırdı. Amaç, ABD ile İran arasında iki gün sonra yapılacak olan nükleer müzakereleri sabote etmekti! Bu saldırıda İran’ın üst düzey askeri liderleri ve nükleer programın önemli isimleri hayatını kaybetti. Üstelik, düzenlenen peş peşe hava saldırıları ve bombalı araçlarla 14 nükleer bilim insanı daha suikasta uğradı.

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın gözetiminde barışçıl nükleer enerji çalışmalarını sürdürürken, İsrail’in esas amacı İran’ın nükleer programını kökünden yok etmekti. Kendi nükleer silahlarını gizlerken, İran’ın herhangi bir ilerlemesine tahammül edemeyen İsrail, yıllardır süren sabotaj faaliyetleri ve adam öldürme eylemleriyle bu hedefe ulaşmaya çalışıyor. Ancak uluslararası toplumdan gelen tepkiler neredeyse yok denecek kadar az! Şok edici bir başka gerçek ise, ABD’nin bu saldırılardan önceden haberdar olduğuydu. Başkan Donald Trump, saldırıları “başarılı” bulduğunu ve operasyon hakkında “her şeyi bildiklerini” duyurdu!

İsrailli Bakanın Dışişleri’nden Gelen Sert Tepkiler!

NETANYAHU’NUN RİSKLİ STRATEJİSİ!

İsrail, bölgedeki gerilimi artırarak ABD’yi İran ile doğrudan bir çatışmaya sürüklemek istiyor. Suriye’de rejim değişikliği konusunda başarılı olduklarını savunan İsrailli yetkililer, şimdi de Ayetullah Ali Hamaney’e suikast düzenlemekten bahsediyor ve İran hükümetini devirme tehditleri savuruyorlar. Ancak, bu hedefe ulaşmak için İsrail’in ciddi bir destek alması gerekiyor: Tam anlamıyla ABD askeri yardımı! Başbakan Netanyahu’nun stratejisi, Washington’u doğrudan bir savaşa çekmeyi amaçlayan büyük bir çatışmayı kışkırtmaktı.

Bu tehlikeli kumar, İsrail’in Orta Doğu’da tek nükleer güç olma arzusuyla destekleniyor. Fakat bu hesaplamalar ters tepebilir ve ABD’yi maliyetli bir savaşa sürükleyebilir. Tarih boyunca ABD ve İsrail, İran’ı bölgedeki ulusal güvenlikleri açısından bir tehdit olarak görmüştür. ABD, 1980’de İran’ı işgal eden Irak’a göz yummuş ve bu savaşı körüklemiştir. 1990 yılında Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgali sonrası, ABD bölgedeki askeri varlığını büyük ölçüde artırarak stratejilerini yeniden gözden geçirdi!

İçinde Bulunduğumuz Tehlikeli Durum: İsrail, İran ve Ortadoğu’da Oynanan Tehlikeli Oyun

NÜKLEER ALDATMACA VE SONUÇLARI!

Netanyahu, 25 yıldır “İran nükleer bombaya çok yaklaştı” iddialarında bulunuyor. Oysa, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve diğer istihbarat raporları bunun aksini gösteriyor. 2015 yılında ABD ve diğer güçler, İran ile önemli bir anlaşma sağladı (KOEP), bu anlaşma İran’ın uranyum zenginleştirmesini sıkı denetimle gerçekleştiriyordu. Fakat Netanyahu ve ABD’deki destekçileri bu anlaşmayı ortadan kaldırmak için büyük bir çaba sarf etti.

2018 yılında Trump’ı KOEP’ten çekilmeye ikna eden İsrail, o tarihten itibaren “maksimum baskı” stratejisi uygulayarak İran’a ekonomik ve siyasi yaptırımlar getirdi. Ancak bu durum, İran’ın nükleer zenginleştirme faaliyetlerini hızlandırmasına yol açtı ve uranyum saflığı %60’a yükseldi.

Trump, Ocak 2025’te Beyaz Saray’a döndüğünde İran’ın nükleer kabiliyetini sona erdirecek yeni bir anlaşma istiyordu. Ancak, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te gerçekleştirdiği Aksa Tufanı saldırısı sonrası İsrail’in askeri doktrini köklü bir değişime uğradı. Aksa Tufanı, İsrail toplumu üzerinde derin etkiler bıraktı ve caydırıcılık stratejisi kırılma noktasına geldi. Filistin karşısında caydırıcılığı yeniden kazanmak için Siyonist yönetim, Gazze’de süren soykırım kampanyasını yoğunlaştırdı.

İsrail, nükleer silahlara sahip olmasına rağmen, rakiplerinin en küçük nükleer gelişimlerine dahi tahammül edemiyor. 1981’de Irak’ı, 2007’de Suriye’yi hedef almışken, İran’ın daha karmaşık nükleer altyapısını imha etmeyi henüz başaramadı!

İsrail, ABD’nin Nükleer Silah Kullanımına Hızla Yaklaşıyor: Tehlikeli Bir Oyun!

STRATEJİK BİR ÇATIŞMA VE SONRASI!

Nisan 2025’te Trump, İran’a nükleer zenginleştirmeyi sonlandırması için 60 gün süre tanıdı. Beş görüşmeden sonra altıncısı 15 Haziran’da yapılacaktı. Ancak, Trump İsrail’in saldırısına göz yumdu! 13 Haziran’da gerçekleşen saldırıda 20’den fazla üst düzey İran lideri hedef alındı. İstihdam edilen taktikler, görüşmeleri engellemek, İran’ın nükleer programını ortadan kaldırmak ve rejim değişikliği başlatmaktı!

İsrail’de kutlamalar yapılıyor, ancak birçok uzman İran İslam Cumhuriyeti’nin sonunun geldiğini dile getiriyor. Ancak tarih bize, ilk ateşi atan değil, son hamleyi gerçekleştirenin kazandığını öğretiyor!

İran, çok sert bir şekilde karşılık verdi! Saatler geçmeden, İran’ın dini lideri yeni komutanlar atadı ve misilleme olarak İsrail şehirlerine devasa bir balistik füze saldırısı başlattı. Bu tür bir yanıt, İsrail tarihinde eşi benzeri görülmemişti! Birçok kişi sığınaklara doluştu ve pek çok güvenlik sistemi devre dışı kaldı. Netanyahu, İran’a karşı rejim değişikliği talepleriyle bir zamanlar güçlü görünürken, şimdi çaresiz ve endişeli bir konumda!

İsrail’in Gazze’deki Saldırıları Beraberinde Ölüm Getiriyor!

İSRAİL’İN STRATEJİK TUZAĞI VE KÜRESEL SONUÇLARI!

İsrail, korkunç bir stratejik ikilem ile karşı karşıya. ABD olmadan İran’ın nükleer programını durdurma imkanı yok. Zira, ABD’ye dayalı bir rejim değişikliği hedefi de gerçekleşmez. Bu nedenle Netanyahu, ABD’yi savaşa sürüklemek için çılgınca çalışıyor!

Diğer yandan Trump, destekçileri ve “Maga” hareketi ile birlikte, başka bir Orta Doğu çatışmasına karşı çıkıyor. İran ile bir savaş çıkması, iç politikalarını olumsuz etkileyebilir ve aynı zamanda uluslararası mücadeleleri de zorlayabilir. Üstelik, ABD’nin bölgedeki askeri pozisyonları da risk altında; birçok üssü İran’ın füze menzilinde yer almakta! Geniş bir çatışma, Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına veya Körfez’deki petrol sahalarına saldırılmasına yol açabilir ki bu da küresel ekonomik bir krize neden olabilir!

İsrail kendisini köşeye sıkıştırmış durumda. Zaferi, İran’ın nükleer programını yok etme ya da rejimin çöküşü olarak tanımlarak, bunun dışındaki bütün sonuçları büyük bir yenilgi olarak değerlendirecek! Şimdi bir kez daha bir ABD Başkanı’nı yönlendirmeye çalışıyor; fakat bu seferki tehditler hayli yüksek!

Önümüzde birkaç olası senaryo mevcut:

  1. Uzun Süreli Bir Yıpratma Savaşı: İsrail ve İran, birbirlerine sürekli saldırarak, ancak net kazananı olmayan bir çatışmaya girer. İran hasar alırken, İsrail hedeflediği noktaları vurmaya devam eder ve sonunda da galip gelebilir. Ancak, İran’ın nükleer faaliyetleri ayakta kalmaya devam eder.
  2. ABD’nin Savaşa Girmesi: ABD, savaşa müdahale ederek İran’ın nükleer programını yok etmeye çalışır. Fakat bu durum küresel ekonomiye büyük zarar verebilir ve İran’ın ideolojik duruşu, Rusya ve Çin ile olan ilişkilerini yeniden güçlendirebilir.
  3. Bölgesel ve Küresel Kaos: Birçok ülkenin savaşa dahil olduğu, mevcut uluslararası düzeni alt üst eden bir çatışma başlayabilir. Bazı analistler bu durumu Üçüncü Dünya Savaşı için bir öncü olarak değerlendiriyor!

Eğer Netanyahu, ABD’yi savaşa çekmeyi başaramazsa ve İran’ın nükleer potansiyelini sona erdiremezse, İsrail’in caydırıcı gücü kalıcı olarak zayıflayacak. Ironik bir şekilde, bu durum, İsrail’i Gazze’deki askeri saldırıları durdurmaya ve bölgede güç hâkimiyetini terk etmeye zorlayabilir. Vladimir Lenin’in de dediği gibi: “On yıllar boyunca hiçbir şey olmuyormuş gibi geçen yıllar vardır; ve bazen birkaç hafta, on yıllık tarihin akışını değiştirir.” Önümüzdeki günler, bölgeyi şekillendirecek tarihi olaylara sahne olabilir!

“`

Related Posts

Sağlık emekçilerinden maaş kesintilerine tepki: Maaş bordrolarını yaktılar

Eskişehir’de sağlık emekçileri, “Son 6 ayda aile sağlığı merkezine başvurmayan hastadan dolayı aile hekimlerinin ve ebe/hemşirelerin maaşından kesinti yapılır” düzenlemesi gerekçe gösterilerek aile sağlığı merkezi çalışanlarının maaşından kesinti yapılmasını protesto amacıyla bordrolarını yaktı.

Millî Savunma Bakanı Güler: İran’da yaşanan son olaylar nedeniyle sınırlarımızdaki güvenlik tedbirleri artırılmıştır

Millî Savunma Bakanı Güler: İran’da yaşanan son olaylar nedeniyle sınırlarımızdaki güvenlik tedbirleri artırılmıştır

CHP’li Çelik: Tayfun Kahraman Silivri’den hastaneye sevk edildi

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Gezi Parkı davasında tutuklu bulunan Tayfun Kahraman’ın hastaneye sevk edildiğini açıkladı.

Tarihi geçmiş ürünü iade almayan esnaf tehditler savurdu!

Bartın’ın Amasra ilçesinde bir marketten alışveriş yapan genç kadın, aldığı kuru yemişin son kullanma tarihinin geçtiğini fark edince ürünü iade etmek istedi. Ancak iddiaya göre, kadın tehdit edilerek markette alıkondu.

Rus vekil Slutskiy: Merz, İsrail’in İran’a yönelik füze saldırılarıyla ‘tüm Batılılar adına kirli işi yaptığını’ söyledi

Rusya Devlet Duması Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Leonid Slutskiy, Almanya Başbakanı Merz’in, İsrail’in İran’a yönelik füze saldırılarıyla ‘diğer tüm Batılılar adına kirli işi yaptığını’ söylediğini ifade etti.

Ümit Özdağ’ın tahliyesine siyasilerden açıklama: ‘Beraat kararıyla tecelli etmesini bekliyorduk’

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında tahliye kararı verildi. Siyasilerden peş peşe açıklama geldi. Mansur Yavaş, “Bu süreçte, hukukun sadece tahliye ile değil, beraat kararıyla tecelli etmesini bekliyorduk” ifadelerini kullandı.