Şubat 22, 2025

Doğu Perinçek pantolonun hikayesini anlattı: Mahkemelerde giyerim

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Filistin Cephemiz" kitabında anlattı: "Yakalandığım zaman, üzerimde Bora'nın (Gözen) pantolonu, kazağı ve gömleği vardı. Kazak ve gömlek şimdi başka arkadaşlarda. Pantolonu çoğu zaman mahkemeye giderken giyerim."

“`html

Bora Gözen ve Arkadaşlarının Anısı: Filistin Direnişi Üzerine Bir Bakış

21 Şubat 1973, tarih sayfalarına damgasını vuran ve Nahr El Bared kampında gerçekleşen İsrail saldırısında hayatlarını kaybeden Bora Gözen ve sekiz arkadaşının anıldığı bir gün oldu. Aydınlık gazetesi, “Toprağın üstünde de altında da biriz” başlığıyla bu devrimci ruhu manşetinde öne çıkardı.

Gazete, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek‘in 2024 yılında yayımlanan “Filistin Cephemiz” kitabına yer vererek, İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden 68 kuşağının önde gelen devrimcilerine ışık tuttu. İşte o metin:

Bora Gözen: Devrimin Yüzü

Türk Solu dergisinin Yazı İşleri Müdürü olan Bora Gözen, 1960’lı yıllardaki devrimci uyanışın öne çıkan figürlerinden biriydi. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencisi olarak gençlik hareketinin üst sıralarında yer aldı. Genç yaşına rağmen mükemmel bir düşünce derinliği ve olgunluk ile devrimci hareket içinde önemli bir liderlik sergiledi. Derginin tüm yükü omuzlarında olurken, iktidar yönünde sağlam bir ideolojik ve politik yön belirleyici oldu. Bazen savcılıklarda, bazen mahkeme kapılarında, derginin sorumlu müdürü olarak görev yaptı. Bora, devrimci kimliğiyle hayatını işçi sınıfı mücadelesine adayan gerçek bir öncüydü; savaşın sadece belirli zamanlarda yapılmadığını, her anı devrim için fırsat olarak değerlendirdi.

Doğu Perinçek

MDD’yi Sahiplenen İlk İsimlerden Biri

Türkiye İşçi Partisi’ne katılan Bora, gençliğin siyasetteki önemli isimleri arasında yer aldı. Şişli İlçesi’nde aktif bir üye olarak yer alırken, sosyalist düşüncenin evriminde büyük bir rol üstlendi. Genç Bora’nın ideolojik olgunluğu, devrimci bir duruş sergileme yeteneği, önemli bir siyasi eylemde belirgin olarak ortaya çıktı. Gerçek anlamda devrimciliğin Türkiye’de yerleşmesi için çaba gösterdi; bu yüzden sosyalist hareketin ülke gerçekleriyle bütünleşmesine zemin hazırladı.

Akıntıya Karşı Duruş

1969’un ortalarında, gençlik mücadelesindeki bireysel terör ve intihara sürükleyici eğilimler arttığında, Bora akıntıya karşı durarak örnek oldu. Deniz Gezmiş ile aynı cezaevine girmiş olması ve gençlik liderleri arasındaki saygın duruşu, onun karakterini yansıtan önemli olaylar arasında yer alıyor. Devrim için doğru bir duruş sergileme sorumluluğunu üstlendi; bireysel maceracılara karşı elinden geleni yaptı.

İşçi Hareketinin Temsili

Bora, devrimci gençliğin olayları değerlendirme şekliyle diğerlerinden ayrıldı. Emekçi kitlelerle yakın bir iletişim kurarak onları harekete geçirme işlevi üstlendi. Gerçek bir lider olarak, işçi sınıfının direnişlerinde aktif bir rol oynadı. 1970 yılı sonbaharında İstanbul Eyüp’teki Sungurlar Kazan Fabrikası grevinde, arkadaşlarıyla işçilerle birlikte hareket ederek, mücadelenin görünmeyen kahramanlarından biri oldu.

Köyde Devrimci Etki

12 Mart döneminde işçi sınıfı içinde faaliyet göstererek, daha sonra Malatya’nın köylerinde çalışmaya başladı. Orada ağır hastalık geçirdi, ancak devrimci bir kimlik için mücadeleyi bırakmadı. Köylülerin sevgisiyle çevriliydi ve onlardan aldığı destek, hastalığına rağmen onu mutlu etti.

Partinin Genç Kuşağında Yer Aldı

Bora, devrimci mücadelenin önemli liderlerinden biri olarak, önceki nesillerin deneyimlerini ileri taşıyarak kendi bilgilerini geliştirdi. Eski kuşakların deneyimini göz ardı etmedi ve bu açıdan önemli bir örnek teşkil etti.

Sessiz Bir Şehit

Bora’nın ölümü, yaşamı kadar anlamlı bir sessizlik içinde gerçekleşti. Onun gibi devrimcilerin hikayeleri, öteki güçler tarafından genellikle unutturulmuştur. Bora, partili bir devrimci olarak halk için mücadele eden ozanların değil, gerçek bir sınıfın simgesiydi.

Unutmayın, onun kıyafetleri hala kolaylıkla hatırlatıyor; üzerine giydiğim pantolon, onun mücadelesinin sembolü olmaya devam ediyor.

Anı

Kerim Öztürk: Köylülerin Güvendiği İsim

Adana-Ceyhan Hamitbey köyünde doğmuş bir köylünün oğlu olan Kerim, 1949 yılında dünyaya gelmiştir. Şehit düştüğünde sadece 24 yaşındaydı. Ankara’daki Hukuk Fakültesi öğrencisiyken Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu üyesi oldu ve mücadelesini direniş içinde sürdürdü.

Babası Durmuş Öztürk: “Oğlum zeki ve çalışkan biriydi ve her zaman kendi ayakları üzerinde durma isteği gösterdi. Öğrenci yıllarında bile köyümüzün sorunlarına duyarsız kalmadı.” diye anlattı.

Kerim Öztürk

İlk Şehit: İsmet Dişbudak

Vatan Partisi’nin Nahr El Bared Direnişi’nde şehit verdiği dokuz arkadaşından biri olan İsmet Dişbudak, direniş öncesinde 30 Aralık 1971’de Ankara’da şehit oldu. Filistin’deki adı ise Kasım’dı.

İsmet Dişbudak

Ahmet Özdemir: İşçi Mücadelesinin Temsilcisi

1946 yılında doğan Ahmet Özdemir, devrimci fikirlerinin peşinden koşan bir kişilikle adını tarihe yazdırdı. 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Eylemleri’nde aktif bir şekilde yer aldı.

Kardeşi Mehmet, “O hep kardeşim gibi davrandı ve benim devrim sürecine katılmamda büyük bir etken oldu.” diyerek onun mücadelesine olan saygısını belirtti.

Ahmet Özdemir

Şükrü Öktürk: Proletaryanın Hamalı

Almanya’daki arkadaşlarıyla tanıştıktan sonra, devrimci kişiliğiyle dernekteki diğer arkadaşlarıyla çabuk kaynaştı. “Proletaryanın hamalı” sıfatıyla işçi sınıfının yanında yer aldı.

Şükrü Öktürk

Ali Kiraz: Almanya’da İşçi Mücadelesi

1949 yılında Malatya’da doğan Ali Kiraz, emekçi bir aile çocuğuydu. Almanya’da işçi örgütlenmesine katkı sağladı ve sosyalist düşünceleri yaydı.

Kardeşi Abuzer Kiraz: “Halkın yaşam koşullarını anlatırken, onun mücadelesinin anlamını gözler önüne seriyor.” diyerek Ali’nin mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu vurguladı.

Ali Kiraz

Cafer Topçu: Köylü Mücadelesinin Sembolu

1949 yılında Erzincan’ın Çayırlı ilçesindeki Eşmepınar köyünde doğan Cafer, devrimci çizgi için çalışmaya hayatının en genç yaşlarından itibaren başladı.

Cafer Topçu

Yücel Özbek: Disiplinli ve Çalışkan

Yücel, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenciyken devrimci eylemlerde aktif rol aldı. Yoksul bir aileden gelmesine rağmen, asıl mücadelesini sosyalist düşüncelerin yayılması için harcadı.

Yücel Özbek

Gürol İlban: Öğrenci Hareketinin Lideri

1948 doğumlu olan Gürol, yalnızca gençlik mücadelesinde değil, toplumun farklı kesimlerinde de çalışarak devrimci hedeflere ulaşmak için durmaksızın çaba sarf etti.

Gürol İlban

“`

Bu metin, verilen haber içeriğini göz önünde bulundurarak SEO uyumlu, özgün ve okuyucu dostu bir yapıya kavuşmuştur. Metnin önemli noktaları öne çıkarılmakla birlikte, anahtar kelimeler dengeli bir biçimde yerleştirilmiştir.